Gün içerisinde çevrenize biraz daha bakmayı başarabiliyor musunuz? Dikkatli bakıldığında bugüne kadar fark etmediğiniz birçok şey göreceksiniz ve fark etmeye başladığınızda size diyebileceğim ilk söz ‘’hoş geldiniz kimyanın gizemli dünyasına‘’ olacaktır. Bu yeni tanıştığınız dünyadan biraz da olsa etkilenip araştırmaya başladığınızda kazanan kesinlikle siz ve çevreniz olacak. Belki de kendinizi kimyanın gizemli dünyasına kaptırırsınız. Kim bilir?
Kimyanın gizemini görebilmeniz için çok uzaklara bakmanıza gerek yok. Önce kendi vücudunuzdan başlayabilirsiniz. Vücudunuzu oluşturan herhangi bir şeyi düşünün mesela. Milyonlarca hücre, her biri farklı görevde ve kimyasal yapıdadır. Vücudumuzun yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için farklı proteinler, hormonlar, reseptörler vb. görev alır. Her birinin farklı dokularda farklı görevleri vardır. Kimyasal işlevleriyle yaşamın devamlılığını sağlayacak niteliktedirler. Vücudumuzda ki tek bir yapıda meydana gelen en küçük aksama çok çeşitli problemler ile bizim için ne kadar önemli olduğunu anlatır.
Size kısaca keratinden bahsetmek istiyorum. Bu moleküle eminim hepiniz aşinasınızdır. Bildiğiniz üzere saçlarımız keratinden oluşmaktadır. Keratin bir protein çeşididir. Keratin proteini en çok saçta bulunmasıyla gündeme gelmektedir fakat tırnak ve dişlerde de keratin bulunur. Vücutta bu proteinin azlığında saçta dökülmeler veya yıpranmalar gözlemlenebilir. Tırnaktaki sert dokunun kaybolmasına yol açabilir.
Olaya bir de kimyasal açıdan bakalım. Keratin, çekirdekli (ökaryotik) canlılarda bulunan lifli yapısal protein ailesinin genel adıdır. Memelilerde, kuşlarda, sürüngenlerde ve amfibilerde bulunan keratin flamentleri ve mineralize olmayan sert vücut yapılarını oluştururlar. Keratin proteini su ile etkileşmeyen bir proteindir. Keratinin su ile etkileşebildiğini düşünün. eminim bir çoğunuzun aklına ilk saçlarınız gelmiştir. Evet ilk etkilenen keratin yapısı saçlarınız olacaktır. Ancak bunun dışında vücudumuzda su ile etkileşen keratin yapılarının tümü çözünüp yok olacaktır. Böyle bir durum yaşamın devam etmesini imkansız kılardı değil mi? Kafamızda bir saç teli bile kalmaz, dişlerimiz, tırnaklarımız olmazdı. Her duşta su ile birlikte saçlarımız, tırnaklarımız dökülüp giderdi. İşte bu vücudumuzda ki muhteşem dengenin sonucu. İşte bu kimyanın gizemli dünyası.
Birazda vücudumuzu etkileyen dış müdahalelerden bahsedelim. Son zamanlarda sık sık adını duyduğumuz genellikle kadınların saçları için kullandığı keratin bakımı yaptırılmaktadır. Bu bakımın amacı saçın temelinde bulunan keratinin saça aktarılmasıyla saçtaki yıpranmayı önlemek ve dış etkenlere karşı koruma sağlamaktır. Yani yapay kimyasal takviyeleri ile vücudumuzu beslememiz mümkün olmaktadır. Gelişen kozmetik teknolojileri kimyanın bu gizemli dünyasını her geçen gün keşfetmekte ve insan vücudunu daha sağlıklı hale getirmek için çalışmaktadır.
Keratini yapay yollardan alabildiğimiz gibi doğal, yani moda tabiri ile organik yollardan da alabiliriz. Örneğin, keratin proteinini besinlerden de almak mümkün. Peki bu besinler neler? Lahana, brokoli, soğan, pırasa ve sarımsak gibi sebzelerde bulunuyor. Bu besinleri mevsiminde ve en doğal halleriyle tüketmenizi tavsiye ederiz. Bunlarla beraber vücuttaki keratin proteinini yükseltmek için karaciğer, balık ve sütte tercih edilebilecek diğer besinler arasındadır.
Son olarak önerimiz saç, diş, tırnak sağlığınızı kimyasal işlemler yerine yukarıda bahsettiğimiz doğal besinler ile takviye ederek güçlendirmeniz. Ayrıca doğal beslenmek ömrü uzatır ve birçok hastalığı önler.
Bir başka kimyanın gizemli dünyasını keşfedeceğimiz yazıda görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın.
Hilal AKYÜZ