KlinikSektörler

Akondoplazi Nedir?

Akondroplazi en sık rastlanan kısa bacaklı cücelik tiplerinden biridir. Otozomal dominant bir hastalıktır. Bu hastalık vakalarının çoğu ailevi olmayan de novo(yeni) mutasyonlarla ortaya çıkmaktadır.

Akondroplazi (ACH), kromozom 4p16.3 üzerindeki fibroblast büyüme faktörü reseptör-3 geninde (FGFR3; 134934) heterozigot mutasyonlar sonucu ortaya çıkan genetik bir hastalıktır.

Akondroplazi kısa ekstremite sebebiyle oluşan orantısız boy kısalıklarının en sık görülen formudur. Yaklaşık olarak 15.000-40.000 canlı doğumunda bir görülen hastalıktır.

Bu osteokondrodisplazi fenotipi o kadar özeldir ki doğumdan hemen sonra klinik ve radyolojik olarak kolayca tanınabilmektedir. Etkilenen bireylerde, rizomelik (proksimal)  ekstremite kısalması nedeniyle kısa boy görülür. Bu hastaların kafaları büyüktür(makrosefali) ve frontal bossing(belirgin alın) mevcuttur. Ortayüz hipoplazisi ile karakterize dismorfik yüz görünümü, abartılı lomber lordoz, dirsek ekstansiyonunun kısıtlılığı, genu varum (O bacak), dar bir göğüs ve trident el gibi özellikleri dikkat çekici özelliklerindendir.

Hidrosefali ya da diğer merkezi sinir sistemi komplikasyonları ortaya çıkmadığı sürece zeka gelişimi normaldir. Kranioservikal bağlantı kompresyonu, bebeklik döneminde ani ölüm riskini arttırmasına rağmen yaşam süreleri normaldir.

Akondroplazi ile doğan bebekler tipik olarak zayıf kas tonusuna(hipotoni) sahiptir. Hipotoni nedeniyle yürüyüşlerde ve diğer motor becerilerde gecikmeler olabilir.

Akondroplazide Tanı;

Akondroplazi, karakteristik klinik ve radyografik bulguları ile kolaylıkla teşhis edilebilmektedir. Tanısal belirsizlik veya atipik bulguların olduğu kişilerde, akondroplazi ile ilişkili olduğu bilinen tek gen olan FGFR3’teki patojenik bir varyantı saptamak için moleküler genetik test yapılabilir. Bu test, etkilenen bireylerin %99’unda patojenik varyantlarını tespit eder.

Bununla birlikte, bu test doktor tarafından şüphe duyulmadan gerçekleştirilmez. Çocuklarda veya yetişkinlerde, görünen bodur vücut şekline göre doktor şüphesi olabilir. Gen analizi genellikle kan örnekleri aracılığıyla yapılır.

Ailede patojenik varyant tanımlandıktan sonra, riskli gebelikler için doğum öncesi test yaptırılabilir. Hamilelik sırasında ise, şüphe, ultrason sonuçlarında görülen büyük baş şekline dayanabilir.

Akondroplazide Tedavi;

Şu ana kadar akondroplaziyi tedavi edebilecek hiçbir ilaç veya herhangi bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Bu hastalık üzerinde bilimsel çalışmalar halen yoğun olarak devam etmektedir.

 

Şevval ÇAKIR

 

Kaynaklar;

1-genetikdunyasi.com

2-genklinik.com

3-medikalbulut.org

Şevval ÇAKIR

23 Şubat 1995 yılında İstanbul’da doğdum. Orta öğrenimimi Mehmet Pisak Anadolu Lisesi’nde tamamladım. Lise yıllarımda iki yıl Teşvikiye İhtisas Spor Kulübünde voleybol oynadım. Ortaokul dönemimde başladığım tiyatro eğitimimi Muammer Karaca Tiyatrosu bünyesinde beş yıl süresince devam ettirdim. Lisede alan seçerken biyolojiye olan ilgim beni genetik alanındaki çalışmaları okumaya yönlendirdi. Mikroorganizmalardan insan genetiğine uzanan yaşamın moleküler temelleri meslek seçimimde etkili oldu. Lise bittikten sonra moleküler biyoloji ve genetik üzerine çalışmaya karar verdim. 2014 yılında Bartın Üniversitesi / Fen Fakültesi / Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nü kazandım. Lisans dönemim boyunca deney hayvanları üzerine aldığım dersler, akademik hayatım içerisinde araştırmaktan en çok keyif aldığım derslerdendi. Golden Retriever cinsi dişi bir köpeğim var ve bölümde hayvan genetiğiyle ilgili aldığım her ders bende, onun sayesinde, daha fazla merak uyandırdı. Lisans dönemi içerisinde İstanbul Üniversitesi’nin düzenlediği “Moleküler Biyoloji ve Genetik Kış Okuluna katılma fırsatı yakaladım. Moleküler Biyoloji ve Genetik alanında uzmanlaşmış bilim insanlarının verdikleri seminerlerde çok şey öğrendim. Evrim ve genetik üzerine kitaplar okuyarak kendimi geliştirmeye gayret ettim. İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi - İç Hastalıkları Anabilim Dalı - Moleküler genetik laboratuvarı bünyesinde stajımı tamamladım. Stajda özellikle genetik hastalıklarla ilgili öğrendiklerim beni genetik mühendisliği ve kanser genetiği alanında çalışmalara yönlendirdi. Bu alanlarda çalışmak istiyorum. 2018 yılında “Polen Morfolojisi ve Adli Tıpta Palinoloji” hakkında tezimi tamamlayıp 3.16 ortalamayla mezun oldum. Geldiğim noktadan moleküler biyolojinin ülkemizdeki durumu hakkında gözlemlediğim şudur ki bence moleküler biyoloji eğitimi ve öğretimi biyolojinin farklı dallarında uzmanlaşmak için de günümüzde gerekli ve zorunlu bir hale gelmiştir. Ben de bu alandaki arayışlarımı yurt dışı ayağında ilerletmek ve kendimi geliştirme gayesindeyim.

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.