Klinik

Göz Hastalıkları

Görme yeteneğini kısıtlayan ve gözde meydana gelen rahatsızlıklara göz hastalıkları denmektedir. Göz hastalıkları genetik olabileceği gibi bazı çevresel faktörlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Gözün herhangi bir bölümünde oluşmuş olan bütün sorunlar göz hastalıkları olarak adlandırılabilir. Genetik olan göz hastalıkları aileden gelen genler yüzünden ortaya çıkar. Çevresel faktörlerden kaynaklanan göz hastalıkları ise bazı dış etkenler dolayısıyla oluşur. Göz kapaklarında, gözü dış etkilere karşı koruyan ve saydam tabaka olarak bilinen göz zarında, gözyaşı kanallarında, göz merceğinde ya da gözü saran sinir dokularında meydana gelen her türlü hastalık göz hastalıkları olarak adlandırılır.

Göz hastalıkları belirtileri

Gözde bulunan herhangi bir enfeksiyon görme duyusunda gerilemeye ya da göz içerisinde batma, yanma ve benzeri şikayetlere yol açtığı için, göz hastalıklarının belirtileri kolayca fark edilebilir. Bu belirtilerden aşağıdaki gibidir:

  • Görme alanında daralma
  • Gözün içinde bir cisim varmış hissi
  • Gözlerde yaşlanma, çapaklanma ve batma
  • Göz kapağında şişlik
  • Şiddetli göz kaşınması, kızarıklık ve yanma hissi
  • Gözleri kısarak bakma

Göz hastalıkları çeşitleri

Göz tembelliği: Gözlerin bir veya her ikisinde görme azlığına sebep olabilecek herhangi bir yapısal anormallik yokken az görme olarak bilinir. Göz tembelliği çocuklarda görme azlığının en önemli nedenidir. Görülme sıklığı %3 civarındadır. Görme azalması gözlerden bir veya ikisinden beyine bulanık görüntü gitmesi sonucu oluşur. Zamanında ve etkili tedavi edilmez ise görme kaybı kalıcı olur.

Prematüre Retinopatisi (ROP): Anne karnında 3. haftada göz nüvesi şekillenmeye başlar ve hemen tüm gebelik boyunca gelişimini sürdürerek ancak doğuma 1-2 hafta kala damarsal gelişimini tamamlar. Henüz damarsal gelişim tamamlanmadan dış dünyayla tanışan bebeğin gözünde ROP gelişme riski vardır ve bu yönden takip edilmelidir.

Üveit: Yapı olarak bir topa benzeyen gözün, iç kısmı jel kıvamında, ‘vitreus’ adı verilen bir madde ile doludur. Bu jel benzeri maddeyi çevreleyen üç tabaka vardır. En dışta sklera adı verilen beyaz kısım, en içte retina adı verilen ve görmemizi sağlayan kısım, ortada da uvea bulunur. Üveit; ortada yer alan uvea tabakasının inflamasyonuna (iltihabına) verilen addır.

Renk Körlüğü: Renk körlüğü en basit genel tanımı ile doğada bulunan renklerin algılanamamasıdır. Renk körlüğü, göz retinasında koni hücrelerinin bulunmaması ya da eksik bulunması sebebiyle oluşan bir hastalık olup, tam olarak nedeni bilinememektedir. Renk körlüğü doğuştan olabildiği gibi, optik sinir ve retina hastalıklarından da kaynaklanabilir. Sonradan oluşan renk körlüğü problemleri, genellikle tek gözü etkiler ve giderek kötüleşir. Hastalık sonucunda renk körü olan kişiler genellikle, sarı ve maviyi ayırt etmekte zorlanırlar.

Pterjium: Halk arasında “gözde et büyümesi” olarak adlandırılan pterjium hastalığı, göz beyazındaki et olarak açıklanan pterjium göz bebeğinin üzerine doğru yürüyerek görme alanını daraltabilir ve görmeyi engelleyebilir. Pterjium başlangıçta gözün iç tarafında et çıkması, kaşınma, batma, banyodan çıkınca gözde kızarma, ışığa bakamama gibi sorunlara yol açarken zamanla astigmata da neden olarak görmeyi bozar. Pterjiumda birincil sorumlu olan etken genetik yatkınlıktır. Aile bireylerinde varsa diğer bireylerde de görülme riski artmaktadır.

Konjonktivit: Konjonktiva, göz kapaklarının iç kısmını ve gözlerin beyaz kısmını (sklera) kaplayan, ince ve şeffaf bir zardır. Konjonktivit, konjonktiva tabakasının iltihabına verilen isimdir. Bu iltihaplanma sonucunda konjonktivita tabakasının içinde bulunan ince damarlar belirginleşir ve göz kızarır.  Hastalık sadece tek bir gözü etkileyebileceği gibi iki gözü birden de etkileyebilmektedir.

Sarı nokta hastalığı: Sarı nokta hastalığı (yaşa bağlı makula dejenerasyonu) merkezi görmeyi sağlayan sarı noktanın yaşa bağlı bozulmasından kaynaklanan bir durumdur. İleri yaşlarda görmede azalma, ortayı görememe, düzensiz ve kesik görme, görmede kırılma gibi belirtiler ile kendini gösterir.

Göz tansiyonu (glokom): Göz tansiyonu (glokom) sıklıkla göz tansiyonu yüksekliği ile seyreden görme sinirinin zarar görmesi sonucunda görme alanı kayıpları ve görme azlığına yol açan bir hastalıktır. Genellikle sinsi seyreder ve başlangıçta belirti vermez.

Katarakt (Göze Perde İnmesi): İlerleyen yaşlarda ve şeker hastalarında görülme oranı daha yüksek olan katarakt, göz merceğinin saydamlığını yitirdiği bir göz hastalığıdır. Göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi ile ağrısız ve hızlı bir şekilde ilerleyen görme kaybı, göz kamaşması ve ışığa karşı şiddetli hassasiyet gelişir.

Şaşılık: Sıklıkla doğuştan gelen veya kaza ya da ateşli hastalıklar sonucu oluşabilen şaşılık problemi, iki gözün bir noktaya paralel bir şekilde bakmasını engelleyen bir göz problemi olarak tanımlanabilir.

Refraksiyon (kırma) kusurları

Genel olarak gözlük, kontakt lens veya refraktif cerrahi yöntemleri ile düzeltme gerektiren refraksiyon kusurları 4 grupta değerlendirilir:

Miyopi: Uzaktaki nesneleri bulanık görmeye miyop denir. Genel nüfusun yüzde 20’sinde görülen bu basit görme sorunu, göz küresinin önden arkaya gereğinden fazla uzun olmasından kaynaklanabilir. Böylece gelen ışınlar, retina yerine, onun biraz önünde odaklanabilir. Bunun neticesi olarak uzaktaki nesneler bulanık görülür.

Hipermetropi: Gözün normalden kısa, korneanın eğriliğinin yani kırıcılığının az olması ya da her ikisinin bir arada bulunması sebebiyle, görüntü sarı noktanın arkasında oluşur. Göz içinde bulunan lens; şeklini değiştirerek (akomodasyon) kırıcılığını arttırır ve görüntüyü sarı nokta üzerine taşımaya çalışır. Hipermetropi eğer lensin telafi edebileceği sınırlarda ise, kişi uzağı da, yakını da görebilir veya uzağı görür, yakını bulanık görür.

Astigmat: Korneanın yuvarlak olmadığı, yumurta şeklinde olduğu bir durumdur. Yumurta veya rugby topu gibi astigmat bir korneanın 2 kesiti ve bir temel eğrisi vardır, biri yassı diğeri ona 90 derecede daha diktir. Bu iki farklı eğri ışığı farklı kuvvette kırarlar ve retinada iki görüntü oluşmasına neden olurlar.

Presbiyopi: 40’lı yaşların ilk yıllarında başlayan, daha önce hiç göz problemi yaşamayanlar da dahil olmak üzere yaşa bağlı gelişen yakını görememe sorunudur.

 

Aylin YILDIZ

 

Kaynaklar:

  1. https://gozvakfi.com/goz-hastaliklari
  2. http://cagin.com/goz-hastaliklari/konjonktivit
  3. https://www.medicalpark.com.tr/goz-hastaliklari-nedir-belirti-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir/hg-1759
  4. Voleti, V. B., & Hubschman, J.-P. (2013). Age-related eye disease. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23474322

Aylin YILDIZ

23 Aralık 1997 yılında Bursa’da doğdum. İlk ve ortaöğrenimimi Nuri erbak ilköğretim okulunda tamamladıktan sonra Nuri Erbak Anadolu lisesini kazandım. Lisede başlayan bilim merakım ile Hacettepe Üniversitesi Biyoloji bölümüne başladım. Açıköğretimden ikinci bir üniversite okuma şansım olduğu için Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi ‘nde Veteriner Sağlık ve Laborantlık bölümünü okumaktayım. Şuan 3.sınıf olmamla birlikte özel bir Genetik firmasında stajyer olarak çalışmalarıma devam etmekteyim. Aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi’nde mikrobiyoloji ve biyoteknoloji alanlarında çalışıyorum.

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.