Yaşam Bilimleri

Karşınızda Hücre Çekirdeği (Nucleus)

Merhabalar, bir önceki yazımda hücre yapısına genel bir inceleme yapmıştık. Şimdi biraz daha detaylı öğrenme vakti geldi. Bu yazımda hücrelerimizin beyni kabul edilen Hücre Çekirdeği’nden biraz bahsedeceğim. Haydi başlayalım nedir bu çekirdek ve neler yapar?

Çekirdek, ökaryotik hücrelerin çoğunda bulunan bir organeldir. İstisna olarak bildiğimiz kırmızı kan hücrelerimiz yani eritrositlerimiz çekirdeğe sahip değillerdir. Hayvan(insan) hücrelerinde hem en büyük hem de en sert yapıdır ve ışık mikroskobu kullanılarak kolayca gözlenebilir. Hücrelerimizin %10’unu kaplamaktadır.

Yukarıda gördüğünüz şekilde numaralandırılmış bölgelerin temsil ettikleri yapılar:

1. Çekirdek

2. Nükleer Lamina

3. Nükleoplazma

4. Euchromatin

5. Heterokromatin

6. Nükleolus

7. Nükleer zarf

8. Ribozomlar

9. Nükleer gözenek

10. Granüllü Endoplazmik Retikulum

Çekirdek, birkaç alt yapıdan ve oldukça dinamik nükleer bölgelerden oluşmaktadır. Çevresinde nükleer içerikleri sitoplazmadan ayırmaya yarayan çift lipid çift katmana(membran) sahiptir. Membran çoğu moleküle geçirimsiz olduğu için, çekirdek ve sitoplazma arasındaki trafiğe nükleer gözenekler de aracılık etmektedirler. Suda çözünen moleküllerin nükleer membrandan seçici olarak taşınmasını sağlayan bu gözenekler, çok sayıda proteinden oluşmaktadır.

Çekirdeğin içinde bulunan bir diğer önemli yapı çekirdekçik olarak öğretilen Nükleolus’tur. Bu genellikle belirgin bir şekilde yoğun bir cisim olarak görülür. Nükleolus, rDNA’nın (rRNA veya ribozomal RNA’yı kodlayan DNA bölgeleri) ikili tekrarları ile zenginleştirilmiştir. Bu nedenle, nükleolusun ana rolü, hücrenin protein sentezi makinesi olan rRNA’nın sentezi ve ribozomların birleşimidir.

Hücrenin büyümesini ve üremesini kontrol eden bu yapı gen ekspresyonunu düzenler, hücresel üremeyi başlatmak için gerekli olan materyalleri de içerisinde barındırır. Hücresel üremeyi sağlaması ve diğer aktivitelerini yerine getirebilmesi için tabii ki ribozomlara ve proteinlere ihtiyacı vardır.

Son olarak kromatinlere bakacak olursak; DNA’mız ‘kromozom’ adı verilen yapılar içerisinde bulunur ve hücremiz bölünme işlevi göstermedikçe kromozomlar ‘kromatin’ adı verilen katlanmış, uzun yapılar halinde bulunurlar.

Yukarıdaki resim mikroskop altında gözlenen bir hücre çekirdeğinin resmi. Yaşam işte böyle gözümüzle göremediğimiz kadar küçük yapılar sayesinde işliyor. Sağlıklı ya da hasta olmamız da hücrelerimizde meydana gelen durumlar ile ortaya çıkıyor. Mucize gibi değil mi? Her biri çok ama çok önemli yapılar. Hücrelerimizi sevelim, tabii kendimizi de…

Bir sonraki yazımda başka bir mucize organel ile tanışacağız, o zamana dek sağlıcakla kalın…

 

İlay TOZAK

 

Kaynakça;

  1. Strambio-De-Castillia C, Niepel M, and Rout MP. The nuclear pore complex: bridging nuclear transport and gene regulation. Nat. Rev. Mol. Cell Biol. 2010; 11(7):490-501. [PMID: 20571586]
  2. Hoelz A, Debler EW, and Blobel G. The structure of the nuclear pore complex. Annu. Rev. Biochem. 2011; 80:613-43. [PMID: 21495847]
  3. Boisvert F, van Koningsbruggen S, Navascués J, and Lamond AI. The multifunctional nucleolus. Nat. Rev. Mol. Cell Biol. 2007; 8(7):574-85. [PMID: 17519961]

 

 

 

İlay TOZAK

Merhaba, ben İlay. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyokimya Bölümü'nden 2019 yılında mezun oldum. Şu an Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyokimya Anabilim Dalı'nda yüksek lisans eğitimime devam etmekteyim.

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.