Bilimsel HaberlerGenetikMoleküler Biyoloji ve Genetik

Cebinizdeki Laboratuvar: Yeni Test Şeritleri Gen Tabanlı Teşhiste Oyun Değiştiriyor

“Biyoalgılama teknolojisi, kalite açısından geleneksel laboratuvar bazlı testlere rakip olabilecek gen test şeritleri oluşturmayı mümkün kılıyor.”

Pandemi başladığında kendini iyi hissetmeyen kişiler, laboratuvar bazlı PCR testleri için uzun kuyruklara katılmak ve ardından kendilerinde Covid-19 virüsü olup olmadığını öğrenmek için neredeyse iki gün beklemek zorunda kaldı.

Önemli rahatsızlıklara ek olarak, bu tür laboratuvar testleri için gerekli ve aynı zamanda pahalı lojistik de önemli bir dezavantajdı. Bununla beraber test gecikmeleri ise hastalığın yayılma riskini artırıyordu.

Şimdi, UNSW Sidney’deki biyomedikal mühendislerden oluşan bir ekip, laboratuvar bazlı PCR testleri kadar doğru olan ancak hızlı, yerinde hastalık tespiti sunan test şeritleri sunan yeni bir teknoloji geliştirdi. Nature Communications’da yakın zamanda yayınlanan araştırmaya göre, teknolojinin fayda sağlayabileceği konu yalnızca halk sağlığı değil.

UNSW Biyomedikal Mühendisliği Yüksek Okulu’ndan kıdemli araştırmacı profesör Ewa Goldys, yeni teknolojinin “PCR cihazı cebinizde” hissetmek gibi olduğunu ve gıda endüstrisinde, tarımda ve biyogüvenlik yönetiminde biyomedikal ve çevresel teşhis olanaklarının önünü açtığını söylüyor.

“Bir örnekteki belirli gen dizilerini kolayca tespit etmekle kalmıyoruz, aynı zamanda PCR’dan farklı olarak bunu oda sıcaklığında, tam olarak iyi bilinen RAT Covid testine benzeyen bir test şeridi kullanarak yapabiliyoruz; Sonuçları Analiz etmek için zaten bundan sonrası oldukça kolay.” diyor.

“Yani gelecekte PCR testi için sıraya girmek yok. Ayrıca maliyeti de çok düşük; şu anda test başına birkaç dolardan daha az.”

Çalışma yazarı Dr. Fei Deng, yeni test şeritlerinin sivrisinek kaynaklı veya yumrulu cilt hastalıkları gibi ortaya çıkan patojenlere hızlı tepkiyi hızlandırabileceğini, antibiyotik direncinin sıcak noktalarını ortaya çıkarabileceğini veya tehdit altındaki hayvan türlerinin aranmasına yardımcı olabileceğini ekliyor.

“Bu, insan ve hayvan enfeksiyonu kontrolünün yanı sıra karantina ve biyolojik çeşitliliği koruma çabalarını da dönüştürebilir” diyor.

“Biyosensörde yeni bir standart oluşturduğumuzu düşünüyoruz; gen bazlı testlerimiz, neredeyse herkes tarafından her yerde, her zaman gerçekleştirilebilecek.”

Nasıl çalışır

Ortak yazar Dr. Yi Li, yeni test şeritlerini PCR standartlarına getirmek için ekibin ilk önce, COVID-19 virüsü gibi hedef DNA’nın kısa bir dizisini içeren küçük DNA nano halkaları yaptığını söylüyor. Her nano dairenin boyutu yalnızca yaklaşık iki nanometredir ve herhangi bir mikroskopla görülemeyecek kadar küçüktür. Bu DNA nano halkaları ve test edilen örnek, CRISPR/Cas proteinleri ile karıştırıldı. Nobel Ödülü sahibi CRISPR/Cas gen düzenleme teknolojisiyle olan ilişkileriyle tanınan bu proteinler UNSW ekibi tarafından nano halkaların DNA’sını kesmek üzere programlandı.

Li, “Uygun şekilde programlanmış bir CRISPR/Cas proteininin tespit etmeye çalıştığımız gen hedefiyle etkileşimi, DNA nano halkalarının parçalanmasına, doğrusallaşmasına ve ‘sahte hedefler’ haline gelmesine neden oluyor” diyor.

Bu yeni yaklaşım sonuç olarak PCR (moleküler zincir reaksiyonu) üretiyor.

Böylelikle; “Orijinal gen hedefinin yalnızca birkaç molekülü mevcut olsa bile, test şeritleriyle tespit edilmesi kolay olan devasa bir sahte hedef çağlayanını serbest bırakıyoruz.” diyor.

Bu yöntem, mide ülserine neden olan COVİD-19 virüsü ve helikobakter bakterisi örneklerinde gösterildi.

İlgiyle İzliyorum

Profesör Goldys, endüstrinin ekibin inovasyonuna verdiği tepkinin son derece olumlu olduğunu söylüyor. “Üretiğimiz teknoloji Avustralya endüstrisine endüstriyel ve klinik olarak sunulması zaten başladı. RNA aşısı üretimi için ortaya çıkan endüstriyel altyapıyı temel alacağız.” diyor.

Yeni biyoalgılama yönteminin bazı uygulamalarının, test şeritlerinin potansiyel istilacı deniz türlerini tespit edebileceği biyogüvenlik alanında, çevresel örneklerin DNA testinin belirli bir tehdit altındaki türün varlığını veya yokluğunu gösterebileceği çevre biliminde ve kanser hücrelerini tespit etmek için biyoalgılama şeritlerinin ilgi çekici bir kullanımında olabileceğini söylüyor.

Profesör Goldys, “Yayınlanan çalışmamızda, hastaların numunelerindeki kanser mutasyonlarını klinik ortamda da tespit edebildik” ve “Bunun, kanser tedavisi gören hastaların evrensel olarak izlenmesine yönelik bir yol açacağını umuyoruz.” diyor.

Çeviri Haber Kaynağı: https://www.unsw.edu.au/newsroom/news/2024/03/-like-a-lab-in-your-pocket—-new-test-strips-raise-game-in-gene

Orhan ÇAKAN

Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü'nden 2009 yılında mezun oldu. Sakarya Üniversitesi Kalite Yönetimi Yüksek Lisans ve Medipol Üniversitesi Biyokimya Yüksek Lisans Mezunu. Sırasıyla; Abdi İbrahim İlaç Hammadde Kalite Kontrol Analisti, World Medicine İlaç Analitik Metot Geliştirme ve Validasyon Uzmanı, İstanbul Medipol Üniversitesi REMER Proteomik Laboratuvarında Araştırmacı Kimyager ve Türkiye Gübre Fabrikaları Ar-Ge Merkezinde Araştırmacı Biyokimyager olarak çalıştı. JLU Giessen Üniversitesi Farmakoloji ve Toksikoloji Laboratuvarında Araştırmacı Kimyager olarak çalıştı. Şu an kurucusu olduğu Lab Akademi'de Eğitim ve Danışmanlık hizmeti vermektedir.

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.